Skip to main content

TEDU CC / TEDÜ MİMARLIK Nevzat Sayın'ı ağırladı: "BAŞLANGIÇLAR"

Tarih: 

"BAŞLANGIÇLAR"/ NEVZAT SAYIN TED Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Sunuşu; 18 Aralık 2018, Çarşamba

Mimarlık öğrencilerinin en çok zorlandığı konulardan biri başlamak; başlamak için tutunacağı bir şey bulmak. 14 haftalık dönemin 7 haftası bunu bulmak için geçiyor. Sihirli bir başlangıç noktasının vahiy yoluyla onlara gelmesini bekliyorlar. Oysa gelmesi için çağırmayı bilmek gerekiyor. Konuya ilişkin verilerin toplanması ve verilerin değerlendirilmesi, sıralanması ve tayin edici olanların belirlenmesi konu hakkında sorularımızı oluşturmamızı sağlıyor. Kimi zaman doğrudan konunun içinden çıkarabiliyoruz tutunma noktalarını, kimi zaman uzak/yakın bağlantılarla dışarıdan. Soruları sorma konusundaki ısrarımız ve doğru soruları bulmamız, doğru sorularda sorunu tanımlayabilmemizi sağlıyor. Kabaca iki tür tasarımcı tutumundan söz edilebilir. Çözümden yola çıkanlar; kendilerinin ya da başkalarının önceki çözümlerini yeni duruma uyarlamaya çalışanlar; bütün çabalarını bu uyarlama için harcarlar ve genellikle soruyu da sorunu da unuttukları bir durumda akıllarındaki resmi inşa etmek durumunda kalırlar. Sorundan yola çıkanlar ise her sorun için bir defalık bir çözüm olduğunu ve her defasında en baştan başlamak gerektiğini bilirler ve konuya ilişki sorularla sorunları veriye dönüştürürler. Doğru çözüm iyi sorulmuş soruların içinden çıkar genellikle. Hiçbir tasarım bütün sorunları çözmek için değil; önemli sorunları çözmek için yapılır. Neyin önemli olduğuna ise bu sorularla karar verir.

 

The Seed:

Boğazda yapı yapmamayı doğru bulmakla oda orkestrası için konser salonu yapmanın çekiciliği arasında vektörel çözüm, görünmeyen bir yapının mümkün olup olmadığına getirmişti bizi. O sıralarda elimde olan Mevlana’nın “Fîhi Mâ Fîh”i de destek oldu. Ve içine girilmedikçe görülmeyen bir yapının tasarımına odaklanarak başladık.

 

Bilgi Mimarlık:

1910 yılından kalan ve Türkiye’de tek örnek olan kazan dairelerinin mimarlık fakültesine dönüştürülmesi sırasında koruma kararı olan bir yapıda çalışıyorduk. Bu tür yasal sınırlamalar olmasa ve yaptığımızı açıklamak koşuluyla serbest olsak yine de korur muyduk sorusuna “evet” dedikten sonra şunu sorduk: Korunması gereken nedir ve bu soruyla başladık.

 

Eskişehir:

Mimarlık eğitiminin temel mekânı stüdyolardır. Stüdyoların temel özelliği ise karşılaşma mekanları olmalarıdır. Öğrenciler bizden çok birbirinden öğreniyor. Bu yüzden kolaylıkla bir araya gelebilecekleri ve istedikleri kadar işgal edebilecekleri sadece kendilerine ait bir masalarının olduğu olabildiğince açık mekanlar ve forum alanlarından oluşan bir mimarlık okulu tasarlamalıyız, düşüncesiyle başladık.

 

Yahşibey:

Bütün mimarlık meseleleri şehir üzerine kuruluyor ve şehre ilişkin sorunlar ve çözümler üzerinden mimari projeler üretilmeye çalışılıyor. Kırlar, kırsal kesimler ve buralardaki mimarlıklardan konuşan yok, biz bu konularla uğraşalım diye başlamadık. Yahşibey’de bir proje yapmamız söz konusu olduğunda ve o konuyla uğraşmaya başladığımızda fark ettik köyleri ve köylüleri. Bu yüzden onların yaptığı ya da bir zamanlar yaptıkları gibi yapabilir miyiz, böyle yapmanın bize bir yarar var mı, buralardan öğrenilecek ve geliştirilebilecek bir şey var mı diye başladık.

 

Bomonti İzmir:

En zor konularımızdan biriydi. Zorluğu, içinde yüksek yapı olan bir yerleşke üzerinde çalıştık ve üstelik bu proje bize geldiğinde yüksek yapı yoktu. Proje yönetimi tarafından yaklaşık bir emsal hesabı yapılmış ve yerleşkenin nasıl olacağına karar verilerek: bir vaziyet planı oluşturulmuştu. Yeri görüp, arazi içindeki eski yapıları gözden geçirince bu vaziyet planı önerisinin tamamen yanlış olduğunu fark ettik ve kendi önerimizi eski yapıları korumak gerekir diyerek oluşturmaya başladık.

 

UMUR / GOSB:

En alt ve en üst noktaları arasında 25 m kot farkı olan bir arazide sanayi yapısı tasarlamak çok sıradan bir konu sayılmaz. Yapı içi çevresindeki dolaşım ağlarının düzayak olması tercih edilen bir işletme için bu eğimde bir çalışma modeline yoğunlaştık. Yapının 4 cephesinde de giriş çıkışlar olacağına karar verdikten hemen sonra işleyişle ilgili olarak bunu 3’e düşürdük ve yapının arasındaki rampa yollarla giriş noktaları arasında kot ilişkilerini çözerek başladık.

 

Bütün bu örneklerin toplamından vardığımız nokta, tasarım problemlerinin çözümü için konuya dair olabildiğince çok veri toplamanın, bunları değerlendirirken kritik soruları bulmanın ve cevabın çoğu zaman sorularında arasında bir yerde durduğunu bilmenin başlamak için çok önemli olduğuydu.

 

Dikkatle bakınca program, zaman, topografya, ekonomi, teknoloji, malzeme ve bunlara benzer diğer veriler arasından geçen yolun üzerinde mutlaka bir çözüm buluruz.